*Av. Begüm Kaptan

18 Ekim 2022 Tarihli ve 31987 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve hem konvansiyonel hem de dijital medyada geniş yankı uyandıran “7418 Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” veya halk arasında bilinen adıyla “Sosyal Medya Yasası”, belirli maddeler dışında yayınlandığı gün itibariyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Peki ama nedir bu Sosyal Medya Yasası? Günümüzde dijital medya platformlarının günlük hayatımızdaki haber alma/haberleşme ve gündemi takip etme açısından konvansiyonel medyanın önüne geçmiş olduğu göz ardı edilemez bir gerçekliktir. 7418 Sayılı Kanun yalnızca Basın Kanunu’nu düzenlememektedir. Basın Kanunu’nu düzenlemesinin yanı sıra Türk Ceza Kanunu’nu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nu ve Elektronik Haberleşme Kanunu da dahil pek çok kanuna Basın ile ilgili olarak çeşitli düzenlemeler getirmektedir.

Her şeyde olduğu gibi kanunların da güncele göre yenilenmesi, günümüze adapte edilmesi de olağandır. Bunun yanı sıra internetin dipsiz bir kuyu olması ve pek çok toplumsal olayda bilgi kirliliğine neden olduğu da bir gerçektir. Fakat bu noktada dikkat çekilmesi gereken nokta, her ne kadar bilgi kirliliğine sebebiyet veriyor olsa da en güncele ve doğruya çoğu zaman internet üzerinden de erişildiğini hiçbir şekilde inkâr edemeyiz.

7418 Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu’na getirilen değişikliklere bakılacak olursa; temel değişikliklerinin Kanun’un amaç ve tanımlar maddeleri ile Basın Kartı ile ilgili yapılan düzenlemelerinde olduğu görülecektir.

Bir kanunun amaç maddesinin değişmesi; kanun metninin kapsadığı kişi ve kurumların da genişlemesi anlamını taşımaktadır. Bu bağlamda Basın Kanunu’nun amaç ve kapsam başlıklı 1 inci maddesinin birinci fıkrası “Bu Kanunun amacı, basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün kullanımı ile basın kartına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.”, ikinci fıkrası “Bu Kanun basılmış eserlerin basımı ve yayımı ile internet haber sitelerini kapsar.” ve üçüncü fıkrası “Basın kartı düzenlenmesi bakımından basın kartı talep eden medya mensupları ve enformasyon görevlileri bu Kanun kapsamına dâhildir.” olarak değiştirilmiştir.

Bir diğer değişiklik ise “Tanımlar” maddesinde yapılmıştır. İkinci maddede yapılan değişiklik ile “Süreli Yayınlarıntanımı genişletilmiş, bu tanıma “internet haber siteleri” eklenmiştir. Yine aynı maddenin (ı) bendinde yapılan “Eser Sahibinin” tanımına “görsel veya işitsel içerikleri kaydeden veya düzenleyen” eklenmiştir.

Tanımlar maddesine getirilen bu düzenleme ile beş yeni bent eklenmiştir. Bu bentlerden (m) bendi internet haber sitesini tanımlamaktadır. Buna göre “İnternet haber sitesi: İnternet ortamında, belirli aralıklarla haber veya yorum niteliğinde yazılı, görsel veya işitsel içeriklerin sunumunu yapmak üzere kurulan ve işletilen süreli yayını,” tanımlamaktadır. Bunların dışında 7418 sayılı kanun ile Basın Kanunu’nun pek çok maddesine günümüz medyasına uygun hale getirilebilmesi amacı ile konvansiyonel medyanın yanı sıra “İnternet Haber Sitesi” ibaresi eklenmiştir.

Basın Kanunu’nda yapılan diğer değişiklikler ise temelde Basın Kartını kimlerin hangi şartlar altında alabileceği, bu kartın hangi kurum tarafından hangi kriterlerde verileceği ve iptalinin söz konusu olduğu haller hakkındadır.

İlaveten, 7418 Sayılı Kanun ile internet siteleri hakkında yapılan diğer değişiklikler ise 2/1/1961 tarihli ve 195 sayılı Basın-İlân Kurumu Teşkiline Dair Kanun’da yapılan düzenlemelerdir. 195 sayılı kanuna “Üçüncü Kısım” ve Kısma bağlı şekilde “İnternet Haber Sitelerinde Yayınlanacak Resmî İlan ve Reklamlar” ana başlığı eklenmiştir. Yine 7418 Sayılı Kanun ile 195 Sayılı Kanun’a “İnternet haber sitelerinde resmî ilan ve reklam yayınlayacakların sorumlulukları” başlığı altında geçici madde 9 eklenmiştir. Buna göre “İnternet haber sitelerinde resmî ilan ve reklam yayınlayacakların taşıması gereken vasıflar ve yerin getirmesi gereken sorumluluklar ile yayına ilişkin usul ve esaslar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Kurum Genel Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” denilmektedir.

Pek çok internet kullanıcısını ilgilendiren ve kamuoyunda endişeye sebebiyet veren düzenlemeler ise esasen Türk Ceza Kanunu’nunda yapılan değişikliklerdir. 7418 Sayılı Kanunu’n 29. Maddesi ile Türk Ceza Kanunu’na “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma” başlığı altında 217/A maddesi eklenmiştir.

Türk Ceza Kanuna eklenen 217/A maddesi lafzı “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”şeklindedir.

Söz konusu madde Türk Ceza Kanunu 218. maddesi ile bir düşünülmesi gerekmektedir. Bu bağlamda “Ortak Hüküm” başlıklı 218. maddeye bakacak olursak; “Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.” dediği görülecektir. Söz konusu maddenin basın ve yayın yolundan kastının geniş yorumlandığında artık interneti de kapsadığı su götürmez bir gerçekliktir. Kamuoyunda tartışılan ve sosyal platformlarda kişilerin yaptığı paylaşımların suç unsuru sayılabileceği korkusu 7418 Sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu’na eklenen 217/A maddesidir.

Türk Ceza Kanunu’nda yapılan bu değişikliğin bir yansıması olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendine (6) numaralı alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bent eklenmiş ve diğer alt bentler buna göre teselsül ettirilmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu’n Temyiz başlıklı 286. maddesinde temyiz kanun yoluna başvurulabilecek kararlar ve bunların istisnaları düzenlenmektedir. Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklik ile Türk Ceza Kanunu’n 217/A maddesi de temyiz edilebilecek karar arasına eklenmiştir.

Türk Ceza Kanunu’nda yapılan bu değişiklikle ilgili olarak ne yazık ki, “halkı yanıltıcı bilginin” ne olduğu kanunda tam olarak tanımlanmamış olup, ilerleyen zamanda kanun koyucunun bu tanım ile neyi kastettiğini yargı kararları bizlere gösterecektir.

7418 Sayılı Kanun ile değişiklik yapılan bir diğer kanun ise 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’dur.

Buna göre 5651 Sayılı Kanun’da ciddi anlamda değişiklikler yapılmış, bu değişikliklerden bir kısmı kanunun 6/A maddesinde düzenlenen “Erişim Sağlayıcıları Birliği” ile ilgilidir. 7418 Sayılı Kanun ile 5651 Sayılı Kanun’da yer alan bir diğer değişiklikler ise uzun zamandır tartışma konusu olan içerik ve yer sağlayıcıların Türkiye’de kuracakları temsilcilikler ve temsilciler ile ilgilidir. Buna göre Ek Madde 4 metnine eklenen “Temsilcinin gerçek kişi olması hâlinde bu kişinin Türkiye’de mukim ve Türk vatandaşı olması zorunludur.” cümle ile içerik ve yer sağlayıcıların temsilcileri ile ilgili özellik tanımlaması yapılmıştır.

Yine aynı Ek Madde 4’e eklenen “Türkiye’den günlük erişimin on milyondan fazla olması hâlinde; yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı tarafından belirlenen gerçek veya tüzel kişi temsilci, sosyal ağ sağlayıcının sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla teknik, idari, hukuki ve mali yönden tam yetkili ve sorumlu olup bu temsilcinin tüzel kişi olması hâlinde doğrudan sosyal ağ sağlayıcı tarafından sermaye şirketi şeklinde kurulan bir şube olması zorunludur.” cümle ile sosyal ağ sağlayıcılarına sermaye şirketi olarak kurulan bir şubesinin Türkiye’de kurulması zorunluluğu getirilmiştir.

Ek Madde 4’e getirilen bir diğer düzenleme ise sosyal ağ sağlayıcılardan talep edilen raporların şeffaflığı ve talep edilebilecek belgeler ile ilgilidir. Kanun maddesine “Sosyal ağ sağlayıcıların Kuruma sundukları raporlar; başlık etiketleri, öne çıkarılan veya erişimi azaltılan içeriklere ilişkin algoritmalarına, reklam politikalarına ve şeffaflık politikalarına ilişkin bilgileri de içerir. Sosyal ağ sağlayıcı hesap verebilirlik ilkesine uygun şekilde hareket etmek, Kanunun uygulanmasında şeffaflığı sağlamak, Kanunun uygulanmasına ilişkin gerekli tüm bilgi ve belgeleri Kurum tarafından istenildiği zaman Kuruma vermekle yükümlüdür. Sosyal ağ sağlayıcı kullanıcılarına eşit ve tarafsız davranmakla yükümlü olup Kuruma sunulacak raporda bu hususa ilişkin alınan tedbirlere de yer verilir. Sosyal ağ sağlayıcı, bu Kanun kapsamındaki suçlara ilişkin içerikler ile başlık etiketlerinin yayınlanmamasına ilişkin kendi siste mekanizma ve algoritmasında Kurumla iş birliği hâlinde gerekli tedbirleri alır ve bu tedbirlere raporunda yer verir. Sosyal ağ sağlayıcı, kullanıcılara öneriler sunarken hangi parametreleri kullandığına internet sitesinde açık, anlaşılır ve kolaylıkla ulaşılabilir şekilde yer vermekle yükümlüdür. Sosyal ağ sağlayıcı, kullanıcılara önerdiği içeriklere ilişkin tercihleri güncelleme ve kişisel verilerinin kullanılmasını sınırlandırma seçeneği sunma konusunda gerekli tedbirleri alır ve bu tedbirlere raporunda yer verir. Sosyal ağ sağlayıcı, reklamlara ilişkin içerik, reklam veren, reklam süresi, hedef kitlesi, ulaşılan kişi veya grup sayısı gibi bilgilerin yer aldığı bir reklam kütüphanesi oluşturarak bunu internet sitesi üzerinden yayınlar ve bu hususa raporunda yer verir.” cümleleri eklenmiştir. Bu bağlamda kanun koyucunun, sosyal ağ sağlayıcının bir şirket olduğunu düşündüğümüzde, bu şirketler ve kullanıcıları hakkında ciddi bir veri talebi olduğu açıktır.

Yine Ek Madde 4’e eklenen düzenlemeler ile kanun koyucu belirli suçlarda sosyal ağ sağlayıcısından şuça konu olan içeriği oluşturan kullanıcı bilgilerinin ilgili mercilerle paylaşılmasını zorunlu tutmaktadır. Bu suçlar Ek Madde 4’ün beşinci bendinde şöyle sayılmıştır; “Türk Ceza Kanunu’nda yer alan; a) Çocukların cinsel istismarı (madde 103), b) Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde 217/A), c) Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302), ç) Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316), d) Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337),”.

Bu sayılan suçlarla ilgili olarak madde metni “suçlarına konu internet içeriklerini oluşturan veya yayan faillere ulaşmak için gerekli olan bilgiler soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında yargılamanın yürütüldüğü mahkeme tarafından talep edilmesi üzerine ilgili sosyal ağ sağlayıcının Türkiye’deki temsilcisi tarafından adli mercilere verilir. Bu bilgilerin talep eden Cumhuriyet Başsavcılığı veya mahkemeye verilmemesi durumunda, ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranında daraltılması talebiyle Ankara Sulh Ceza Hâkimliğine başvurulabilir. İnternet trafiği bant genişliğinin daraltılması kararı verilmesi hâlinde, bu karar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Kuruma gönderilir. Kararın gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir. Sosyal ağ sağlayıcının, bu fıkra kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi hâlinde yaptırımlar kaldırılır ve Kuruma bildirilir.” demek suretiyle bu bilgilerin verilmemesi halinde sosyal ağ sağlayıcının söz konusu verileri talep eden cumhuriyet savcısına vermemesi halinde uygulanacak yaptırım da ele alınmaktadır.

Ek Madde 4’ün kapsamında Kanun metnine eklenen bir diğer fıkra, “8 ve 8/A maddeleri kapsamındaki idari tedbirler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanun kapsamında Başkan tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereğinin yerine getirilmemesi hâlinde, Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerin, ilgili yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıya altı aya kadar reklam vermesinin yasaklanmasına Başkan tarafından karar verilebilir, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz. Reklam yasağı kararı, Resmî Gazete’de yayımlanır. Başkan, reklam yasağı kararının yanı sıra içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmesine kadar sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Hâkim tarafından verilen internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılmasına ilişkin kararın ilgili sosyal ağ sağlayıcıya bildirilmesinden itibaren otuz gün içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının sosyal ağ sağlayıcı tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması için Başkan tarafından sulh ceza hâkimliğine başvurulabilir. Hâkim tarafından verilen kararlar, erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Kuruma gönderilir. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir. Sosyal ağ sağlayıcının, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmesi ve Kuruma bildirmesi hâlinde yalnızca internet trafiği bant genişliğinin daraltılması tedbiri kaldırılır.” denilmek suretiyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı’na yeni yetkiler tanınmıştır.

Madde metninin devamında Başkan tarafından verilecek olan idari para cezalarının ödenmemesi halinde ortaya çıkacak yaptırımlara da yer verilmiştir.

Ek Madde 4 fıkra 11: “Bu Kanun kapsamında Başkan tarafından verilen idari para cezalarının yasal süresinde ödenmemesi durumunun bir yıl içinde birden fazla gerçekleşmesi hâlinde, Başkan tarafından yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıya Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına altı aya kadar yeni reklam vermesinin yasaklanmasına karar verilebilir, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz. Reklam yasağı kararı, Resmî Gazete’de yayımlanır. Yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının, idari para cezalarının tamamını ödemesi ve Kuruma bildirmesi hâlinde reklam yasağı kararı kaldırılır.

Ek Madde 4 fıkra 12: “Bu madde uyarınca verilen reklam yasağına aykırı davranan Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilere, on bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası uygulanmasına Başkan tarafından karar verilebilir.”

Yine Kanun metnine Ek Madde 4 ile sosyal ağ sağlayıcılara pek çok sorumluluk yüklenmiştir.

Ek Madde 4 fıkra 16 “Sosyal ağ sağlayıcı, kişilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan içerikleri öğrenmesi ve gecikmesinde sakınca bulunması hâlinde, bu içeriği ve içeriği oluşturana ilişkin bilgileri yetkili kolluk birimleriyle paylaşır.”

Ek Madde 4 fıkra 18: “Kurum, sosyal ağ sağlayıcının bu Kanuna uyumuna ilişkin olarak sosyal ağ sağlayıcıdan kurumsal yapı, bilişim sistemleri, algoritmalar, veri işleme mekanizmaları ve ticari tutumlar dâhil her türlü açıklamayı talep edebilir. Sosyal ağ sağlayıcı, Kurum tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri en geç üç ay içinde vermekle yükümlüdür. Kurum, sosyal ağ sağlayıcının bu Kanuna uyumunu sosyal ağ sağlayıcının bütün tesislerinde yerinde inceleyebilir.”

Ek Madde 4 fıkra 19: “Sosyal ağ sağlayıcı, kamu güvenliğini ve kamu sağlığını etkileyen olağanüstü durumlara ilişkin kriz planı oluşturmakla ve Kuruma bildirmekle yükümlüdür.”

Ek Madde 4 fıkra 20: “Bu maddenin altıncı, yedinci, onüçüncü, onaltıncı, onsekizinci ve ondokuzuncu fıkralarındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya Başkan tarafından bir önceki takvim yılındaki küresel cirosunun yüzde üçüne kadar idari para cezası verilebilir.” 

Yukarıda vermiş olduğumuz fıkralar, 7418 Sayılı Kanun ile sosyal ağ sağlayıcılara getirilmiş olan yükümlülüklerin ve cezaların yalnızca bir kısmıdır. Özellikle fıkra 20 de görüleceği üzere getirilen para cezalarının tutarları ciddi anlamda fazladır.

Son olarak 7418 Sayılı Kanun ile değişiklik yapılan mevcut kanunlardan bir diğeri de 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’dur. Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasına “Şebekeler üstü hizmet ve şebekeler üstü hizmet sağlayıcı” tanımları eklenmiştir.

“(ççç) Şebekeler üstü hizmet: İnternet erişimine sahip abone ve kullanıcılara, işletmecilerden veya sağlanan internet hizmetinden bağımsız olarak kamuya açık bir yazılım vasıtası ile sunulan; sesli, yazılı, görsel iletişim kapsamındaki kişiler arası elektronik haberleşme hizmetlerini,

(ddd) Şebekeler üstü hizmet sağlayıcı: Şebekeler üstü hizmet tanımı kapsamına giren hizmetleri sunan gerçek veya tüzel kişiyi,”

Bahsi geçen şebekeler üstü hizmet ve şebekeler üstü hizmet sağlayıcıdan kasıt Whatsapp, Signal ve Telegram gibi uygulamalardır. Buna göre Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 9.maddesine eklenen 14. Fıkra ile bu tip uygulamalarla ilgili kurum tarafından yerel düzenlemelerin getirilebileceğini göstermektedir. Aynı zamanda Kurumun getireceği düzenlemelere uymayan şebekeler üstü hizmet sağlayıcılara da ciddi anlamda para cezaları kesileceğinden bahsedilmektedir.

Buna göre Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 60. Maddesine “Bu Kanunun 9 uncu maddesine aykırı olarak düzenlemelerde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyen veya yetkilendirilmeksizin hizmet sunan şebekeler üstü hizmet sağlayıcılara bir milyon Türk lirasından otuz milyon Türk lirasına kadar idari para cezası verilebilir.

Bu maddenin onaltıncı fıkrasında uygulanan idari para cezasını süresinde ödemeyen ve Kurumca yapılacak bildirimden itibaren altı ay içerisinde Kurum düzenlemelerinde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyen veya yetkilendirilmeksizin hizmet sunan şebekeler üstü hizmet sağlayıcısının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan beşine kadar daraltılmasına veya ilgili uygulama veya internet sitesine erişimin engellenmesine Kurum tarafından karar verilebilir. Erişim Sağlayıcıları Birliğine uygulanmak üzere gönderilen kararın gereği, erişim sağlayıcılar tarafından yerine getirilir.” eklenen fıkralarla yaptırımların ne kadar ağırlaştırıldığı da görülmektedir.

Sonuç olarak; uzun ve kapsamlı bir “İnternet” düzenlemesi getiren 7418 Sayılı Kanun, yalnızca modern anlamda medyacılar ve sosyal medya kullanıcılarını kapsamakla kalmayıp, bunun yanı sıra sosyal ağ sağlayıcıların da yükümlülüklerini düzenlemektedir. Aynı zamanda Türk Hukuku’na eklenen şebekeler üstü hizmet sağlayıcı terimiyle de, gizlilik ve güvenlikleri ciddi tartışmalar yaratan mesajlaşma uygulamalarına çeşitli düzenlemeler, sorumluluklar ve yükümlülükler de getirmektedir. İleri dönemlerde bu kanun ile getirilen düzenlemelerden doğacak uyuşmazlık ve cezaların hukuk sistemimizde nasıl yer bulacağını, ne yönde içtihatların oluşacağını yakından takip ediyor olacağız.

*Yavuz&Uyanık Hukuk Bürosu, Avukat