*Av. Kaan Ayten
**Av. Gülce Ataman Demirel
24 Kasım 2021 tarihinde kabul edilen ve 30 Kasım 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun kapsamında, yürürlükte olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda uygulamaya yönelik önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler arasında, İİK m.97/A uyarınca eklenen istihkak sürecine ilişkin hüküm de yer almakta olup, uygulamada çok önemli değişikliklere sebebiyet verecektir.
İstihkak, anlamı dikkate alındığında “hakkını aramak, hak etmek yahut hak edilmiş şey” anlamına gelen Arapça kökenli bir kelimedir. Bu kapsamda istihkak, kişinin şayet bahsedilen şey bir taşınır emtia ise, emtianın hakkını aramak yahut o emtiaya ilişkin iddia edenin emtiaya ait hakkını yani özünde hukuken korunan bir menfaatinin varlığını öne sürmesidir.
İcra Hukuku bakımından istihkak ise, bir icra dosyası kapsamında borçlunun haczi kabil malı bulunması durumunda haczi ve muhafazası talep edilen bu mallar üstünde, bir üçüncü kişinin hak sahibi olduğunun iddia edilmesidir.
Söz konusu hak iddiası, malların 3. kişiye ait olduğuna ilişkin olup, bu iddiaya konu olan malların taşınır bir emtia olması nedeniyle, bu iddiayı ispat yükü iddia sahibine aittir. Bunun en temel nedeni İİK m.97/A uyarınca “Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur.” şeklindeki düzenlemedir.
Bu düzenleme nedeniyle, 24.11.2021 tarihli değişikliğe kadar, istihkak iddia eden taraf şayet haciz mahalinde iddiasını icra memuru önünde makul şüphe oluşturacak şekilde ispatlayamaz ise, mahalde bulunan mallar borçluya ait sayıldığından haciz ve muhafaza işlemleri devam ediyor ve istihkak iddia eden taraf ancak bir yargılama sonrasında muhafaza altındaki mallarına kavuşma şansı bulabiliyordu.
İşbu yazıya konu 24.11.2021 tarihli değişiklikle İİK madde 97/a maddesine eklenen “Bu halde üçüncü şahıs yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınamaz. Ancak 97inci maddenin birinci fıkrası uyarınca takibin devamına karar verilmesi halinde mal muhafaza altına alınır.” hükmü ile, istihkak iddia eden 3. şahsın yedieminliği kabul etmesi takdirinde hacze konu malların alacaklı tarafından muhafazası, İİK madde 97 kapsamında İcra Hukuk Mahkemesi tarafından takibin devamına karar verilinceye kadar artık mümkün olmayacaktır. Bu kapsamda istihkak iddia eden tarafından yedieminliğin kabulü ile İcra Hukuk Mahkemesi’ndeki istihkak iddiasına ilişkin inceleme neticeleninceye kadar dosya alacaklısı tarafından haczi talep edilen mallar muhafaza altına alınamayacaktır. Bu düzenleme ile, istihkak iddiasına konu mallar bakımından, istihkak iddia edenin yedieminliği kabulü ile istihkak yargılaması neticeleninceye kadar muhafaza yapılmadan güvence altına alınması sağlanarak, ileride 3. Şahıs ve borçlu açısından doğması muhtemel ve geriye dönüşü güç zararların önüne geçilmek hedeflenmiştir.
İstihkak davalarında mülkiyet karinesi:
Madde 97/a
Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Bu hâlde üçüncü şahıs yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. Ancak 97 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca takibin devamına karar verilmesi hâlinde mal muhafaza altına alınabilir. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer.
Kanaatimizce, yasa koyucunun bu düzenlemesi ile istihkak iddiası mahiyetine uygun bir şekilde işlerlik kazanmıştır. Uygulamada fiili hacizlerde, alacaklı vekillerinin borçlu adresi olarak gösterdiği adreslere İcra Müdürlüğü ile sorgulamadan gidilebildiğinden, yeni getirilen düzenleme öncesinde gidilen adreste borçlu ile ilgisi olmayan 3. kişiler olmasına rağmen, bu kişilerin malların muhafazasının tehlikesi gündemde iken, artık 3. kişilerin yedieminliği kabul etmesi halinde muhafaza imkanı ortadan kaldırılarak 3. kişilerin malvarlıklarının zarara uğramasının önüne geçilmekte, bu mallara ilişkin kaydi haciz yapıldığından alacaklının da menfaati İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilecek karara kadar korunur hale gelmektedir.
*Yavuz&Uyanık Hukuk Bürosu, Avukat
**Yavuz&Uyanık Hukuk Bürosu, Avukat
Daha fazla bilgi ve danışmanlık için Yavuz Uyanık Avukatlık Ortaklığı ile iletişime geçebilirsiniz.