*Stj. Av. Nelin Can
Anayasa Mahkemesi’nin 2021/127 Esas, 2022/85 Karar sayılı, 30/06/2022 tarihli kararından önce kamulaştırmasız el atma davalarında kararların icrası için kararların kesinleşmesi gerekmekteydi. Fakat Anayasa Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarihli kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 16. Maddesi orantılılık ve hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edilmesi sebebiyle iptal edilmiş olup, bundan böyle kamulaştırmasız el atma davalarında kararlar kesinleşmeden icra edilebilecektir.
Türk hukukunda kural olarak mahkeme kararları kesinleşmeden icra edilebilmektedir ve kanun yoluna başvurmak mahkeme kararının icrasını durdurmamaktadır. Fakat istisnai olarak bazı mahkeme kararlarının icrası için kesinleşme şartı aranmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 2021/127 Esas, 2022/85 Karar sayılı, 30/06/2022 tarihli kararından önce, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 7327 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle eklenen geçici 16. madde uyarınca kamulaştırmasız el atma davalarında kararların icrası, kararların kesinleşmesine bağlıydı. Fakat Anayasa Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarihli iptal kararından sonra bu şart ortadan kalkmıştır.
Yukarıda bahsi geçen 30/06/2022 tarihli Anayasa Mahkemesi kararına konu itiraz 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 9/6/2021 tarihli ve 7327 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle eklenen geçici 16. maddenin Anayasa’nın 13., 35., 36., 46. ve 153. maddelerine aykırılığına ilişkindir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu itiraz konusu olan geçici 16. maddesi ;
“Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 4/11/1983 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiilî el konulması veya hukuki el atılması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan taleplere dair bedel ve tazminata ilişkin davalarda verilen kararlar taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların icrasına ilişkin hükümlere göre yerine getirilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takipleri kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulur.”
hükmüne havidir.
Anayasa Mahkemesi söz konusu Kanunun ilgili maddelerinin Anayasa’nın 13., 35., 36., ve 46. maddelerine uygunluğunu incelemiştir. Bu inceleme neticesinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 16. Maddesinin ilk cümlesi bakımından Anayasa Mahkemesi ilgili kararda;
“…mülkiyet hakkının rızası dışında tek taraflı bir işlemle sonlandırılmasının Anayasa’ya aykırı olmaması için Anayasa’nın 46. maddesinde öngörülen usullere uyulması gerekmektedir.”
şeklinde değerlendirme yapmıştır.
Anayasa Mahkemesi, Anayasaya aykırılık itirazı söz konusu olan kanunu Anayasa’nın 13. maddesi kapsamında değerlendirirken kanunilik şartının yerine geldiğine ve kamu yararı güdüldüğüne hükmetmiştir. Ancak bir hakkın Anayasa’nın 13. maddesine uygun olarak sınırlandırılabilmesi için sınırlandırmanın aynı zamanda ölçülü olması gerektiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihatlarında “Ölçülülük ilkesi ise elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen sınırlamanın ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, gereklilik ulaşılmak istenen amaç bakımından sınırlamanın zorunlu olmasını, orantılılık ise sınırlama ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin bulunması zorunluluğunu ifade etmektedir” ifade edilerek ölçülülük ilkesinin üç alt ilkeye ayrılarak incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu incelemeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi kararında;
“Kuralların amacının kamu hizmetleri için gerekli olan kamu kaynaklarının korunması suretiyle kamu hizmetlerinde meydana gelebilecek aksaklıkların önlemesi, icranın iadesinin gerekmesi hâlinde yaşanması muhtemel sorunların ortadan kaldırılması olduğu gözetildiğinde belirli bir dönemde gerçekleşen kamulaştırmasız el atmaya dayalı bedel ve tazminat davalarının yerine getirilmesinin kararların kesinleşmesi şartına bağlanmasının söz konusu amaca ulaşma bakımından elverişli ve gerekli olmadığı söylenemez.”
“… kamulaştırmasız el atma sebebiyle mahkemelerce hükmedilen bedel ve tazminatlar hukuka aykırı olarak ortaya çıkan fiilî durumun telafi edilmesi suretiyle tasfiyesini amaçlamaktadır. Bu bakımdan yalnızca mahkemelerce kamulaştırmasız el atma sebebiyle bedel ve tazminata hükmedilmesi değil, hükmedilecek bedel ve tazminatların bir an evvel hak sahiplerine ödenmesi de hukuka aykırı fiilî durumun ortadan kaldırılmasının bir gereğidir. Mahkeme kararlarıyla hükmedilen bedel ve tazminatlar ödenmediği sürece gerçek anlamda bir telafiden veya tasfiyeden bahsetmek mümkün olmaz.
Kamulaştırmasız el atmalar sebebiyle bedel ve tazminata ilişkin davalarda verilen kararların yerine getirilmesi için kararın kesinleşmesi şartının aranması ve bu kapsamda hâlihazırda başlatılmış olan icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararları ibraz edilinceye kadar durdurulması herhangi bir hukuki işleme dayalı olmaksızın mülkiyet hakkına müdahale edilen hak sahiplerinin zararlarının telafisini geciktirmekte ve zorlaştırmaktadır. Hâlihazırda hukuka aykırı olarak mülkiyet hakkına müdahale edilmiş olan maliklerin ayrıca mahkemelerce hükmedilmiş olan alacak ve tazminatlarının ödenmesinin geciktirilmesi hak sahiplerine aşırı bir külfet yüklemekte, kamu yararı ile kişisel yarar arasındaki dengeyi bozmak suretiyle mülkiyet ve adil yargılanma hakkının ölçüsüz biçimde sınırlanmasına neden olmaktadır.”
şeklinde belirterek söz konusu Kanunun Geçici 16. maddesini gereklilik ve elverişlilik açısından Anayasaya uygun bulmakla birlikte orantılılık bakımından Anayasaya aykırı bulmuştur.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 16. maddesinin ikinci cümlesine ilişkin olarak;
“Ayrıca yürürlük tarihinden önce alacağın tahsili için başlatılmış icra takiplerine ilişkin düzenleme getirerek bu icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulacağını öngören itiraz konusu cümle, geçmişe etkili yasama tasarruflarıyla kararların uygulanma imkânının önemli oranda zorlaştırılması niteliğinde bulunduğundan devlete olan güven duygusunu zedelemekte ve hukuki güvenlik ilkesini ihlal etmektedir.”
şeklinde değerlendirme yapılarak söz konusu maddenin 2. cümlesinin hukuki güvenlik ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi, yapılan başvurular uyarınca 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 16. Maddesinin “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 4/11/1983 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara… kısmen veya tamamen… malikin rızası olmaksızın fiilî el konulması veya hukuki el atılması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan taleplere dair bedel ve tazminata ilişkin davalarda verilen kararlar taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların icrasına ilişkin hükümlere göre yerine getirilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takipleri kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulur.” kısmının iptaline ve bu kısmın iptaliyle uygulama imkânı kalmayan birinci cümlenin kalan kısmının iptaline karar vermiştir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarihli iptal kararı uyarınca bundan böyle kamulaştırmasız el atma davalarında kararların icrası kesinleşme şartına bağlı değildir.
*Yavuz&Uyanık Hukuk Bürosu, Stajyer Avukat
Daha fazla bilgi ve danışmanlık için Yavuz Uyanık Avukatlık Ortaklığı ile iletişime geçebilirsiniz.